venedik taciri
Shakespeare'in bu muhtesem eserinin ilk olarak Al Pacino'nun muhteşem oyunculuğu ile beyaz perdeye aktarıldığında izlemiştim.
Shylock’un şu ünlü tiradı hafızalarda derin bir iz bırakır:
“Yahudinin gözleri yok mu? Yahudinin elleri, azaları, duyuları, sevgileri, arzuları yok mu? Onun karnı da aynı yemekle doymuyor mu? Ya aynı silâhlardan o acı duymuyor mu? Aynı hastalıklara o da tutulmuyor mu? Aynı ilâçlardan o iyilik bulmuyor mu? Bir Hıristiyan kadar aynı kışın soğuğu, aynı yazın sıcağı ona dokunmuyor mu? Bizi gıdıklarsanız gülmez miyiz acaba? Bizi yaralarsanız akmıyor mu kanımız? Bizi zehirlerseniz çıkmıyor mu canımız? Ya siz bize haksızlık ederseniz biz hıncımızı almaz mıyız? Bütün öteki şeylerde size benziyorsak bunda da elbet benzeriz ya... Sizin bana öğrettiğiniz alçaklıkları ben de size tatbik edeceğim.”
bu muhtesem eseri modernize ederek sahneleyen Tiyatro Pera özündeki dokulara sadık kaldığı oyuna renk ve neşe katmayı ve günümüzün modern öğeleri ile katmanlamayı başarmışlar. Mehmet Ali Kaptanlar ise Shylock rolünün hakkını alnın teri ile vermekte. venedik taciri bana vendik karnavalinin hic tahmin edmeyecegim karanlik yuzunu gosterir maskelerin ardında gizlenen hınç, öfke ve nefreti, dizginlenemeyen intikam hırsını. oyundaki bazi farkiliklar hemen dikkati cekse de akisi bozmamis, yalniz bitisteki duygusal ve mesaj dolu sahneler hem oyunun orjinalinden uzak, hem de biraz igerti kalmis denilebilir.
Tabii bu ufak tefek elestirilerin golgesinde kalamayacka kadar basarili bir is cikarmis oyuncular.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Venedik_Taciri_(oyun)
Venedik Taciri
Tiyatro Pera
Başlangıç Yılı : 2007
Kadro :
Yazan: William Shakespeare
Çeviren-Yöneten: Nesrin Kazankaya
Dramaturgi: Şafak Eruyar
Dekor-Kostüm: A. Şirin Dağtekin
Karnaval Kostüm ve Maskları: Nilüfer Moayeri
Işık: Yüksel Aymaz
Müzik Yönetmeni: Ezgi Kasapoğlu
Dans Düzeni: Erdinç Anaz
Yön. Yrd.: Zeynep Özden
Video Tasarım: İlker Yiğen - Zeynep Özden
Oynayanlar:
Shylock: Mehmet Ali Kaptanlar
Antonio: Can Başak/Muhammet Uzuner
Portia: Nesrin Kazankaya
Nerissa: Başak Meşe
Bassanio: Kayhan Teker
Gratiano: Mehmet Aslan
Launcelot: Aytunç Şabanlı
Jessica: Zeynep Özden
Lorenzo: Erdinç Anaz
Salarino: Okan Kayabaş
Salanio: İlker Yiğen
Yapım Asistanları:
Sedef Alpman
Linda Çandır
Ömer İvedi
Oyun Hakkında :
Shakespeare’in 1596 yılında yazdığı ‘Venedik Taciri’nde olaylar, ticaret kenti Venedik’te gelişir. Hıristiyan bir burjuva olan Antonio arkadaşı Bassanio için, para ticareti yapan, zengin Yahudi Syhlock’tan borç para alır. Borcun vadesi geldiğinde Hıristiyan kapitalizminin yasaları Syhlock’un talihini değiştirecektir. Oyunda adalet, para, din, aşk kavramları kapitalist sömürü düzeninin gerilimli çıkar ilişkileriyle sorgulanır.
Devamını okumak için...
4 Mart 2009 Çarşamba
Ben Anadolu
Yildiz Kenter'in bu oyununu izleyebilmek elbette büyük bir onur, büyük bir sans. usta sanatcinin sahnede Anadolu'nun tarihini bir kac saniyelik gecislerle canlnadirdigi kadin karakterlerle anlatmasi gercekten ancak boyle bir sanatciya mahsus bir yetenek, ince ince dantel gibi islenmis bir huner. ufacik bir kostum ilavesi ile bir bez parcasinin sal, onluk, basortu, kaftan, salvar oluvermesiyle, bir anda sahenenin ruhunu degistirebilmek kac babayigidn harci. sahnede bir an muktedir tanrica, bir an yerinde durmaz cocuk, bir an gormu gecirmis ihtiyar, bir an mahcup genc kiz, bir an bilge sair, bir an koylu kadin olabilmek peki? bir an hcikira hickira aglarken bir an sonra kahkahalarla guluvermesine ne demeli? bir gecit soleniydi bu, anadolulu kadinlarin gecit soleni, kimi zaman efsanelerin bas dondurucu ucurumlarinda, kimi zaman tarihin sarsici olaylarini cevreledigi, kimi zaman gunluk yasamlarin mahremiyetinde gecen yasam kesitlerinden esintiler. ve en sonunda Yildiz Kenter kendisine bir odul verdi, kisacik bir an kendisini oynadi. Sahnede bir tiyatro oyuncusunu canlandirdi, tiyatro ile yatip kalkan, rüyalarinda bile bir rolden digerine burunen bir tiyatro asigini...
Yıldız Kenter`in tek başına oynadığı Ben Anadolu`yu Güngör Dilmen yazdı Yücel Erten yönetti.
BEN ANADOLU
Yazan : Güngör Dilmen
Yöneten : Yücel Erten
Kostüm : Osman Şengezer
Dekor : Osman Şengezer
Müzik : Durul Gence
OYNAYANLAR
Yıldız Kenter
Kent Oyuncuları kuruluşunun 45. yılında sezonu Yıldız Kenter’in oynadığı “Ben Anadolu” ile açıyor.
Güngör Dilmen’in yazdığı, Yücel Erten’in sahneye koyduğu, Osman Şengezer’in sahne ve giysi tasarımını gerçekleştirdiği oyunda Yıldız Kenter, Hititlerden günümüze Anadolu topraklarında öne çıkmış, tarihin akışını değiştirmiş ya da kadın kimliğini etkilemiş 16 farklı kadını canlandırıyor. Bereket tanrıçası Kibele ile başlayan oyun bu tanrıçanın çeşitli kadınlarda cisimleşmesiyle devam ediyor. Hitit Kraliçesi, Troya Başkomutanı’nın karısı, Bizans İmparatoriçesi Teodora, ilk kadın tarihçi Anna, Orhan Gazi’nin karısı Nilüfer Hatun, Nasrettin Hoca’nın karısı, Şair Nigar Hanım, Halide Edip, Ayşe Sultan, Efesli Artemis, Puduhepa ve gene bu toprakların yetiştirdiği bir oyuncu, Yıldız Kenter…
Mitolojik çağlardan günümüze, ünlü Anadolu kadınlarının portrelerinden oluşan bu 16 kadın genellikle bir iç hesaplaşma ya da karar anını yansıtan kısa öykülerle sunuluyor.
KİBELE. Anadolu’da Ana Tanrıça; tüm diğer karakterler onun çocukları, ya da başka çağ ve kültürlerde yeniden yaşam bulan suretleridir. Aynı zamanda bir başlangıç olan bu sahnede kendisini, Hitit İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında tanrıça konumunu yeniden kazandıracak bir koca arayışı içinde görürüz.
PUDUHEPA. İki komşu ülke arasında barışı sağlamak üzere, kızını II. Ramses ile evlenmeye yollayan Hitit kraliçesi.
LAMASSİ. Hititli bir tüccarın karısı. Binlerce sene geçsede ne ticaretin kuralı ne de kadın değişiyor.
ANDROMAK. Zamanda Truva savaşına doğru bir geri dönüş. Hektor’un karısı Andromak’ın öyküsü.
NİOBE. Ölü çocukları için yas tutarken tanrılardan Silus Dağı’nın eteklerinde ağlayan bir taş haline getirilmesini diler.
KANDAULE’NİN KARISI. Sard Kralı Kandule karısının güzelliği ile öylesine gurur duymaktadır ki, dostu ve komutanı Giges’i, krallık yatak odasında soyunan karısının çıplaklığını izlemeye zorlar. Ancak kraliçe son anda Giges’in uzaklaştığını fark eder. Giges’e seçeneklerini sunar: ya komutanın kendisi, ya da kral ölecektir.
EFESLİ ARTEMİS. Sen Pol’ün Efes Tiyatrosu’ndaki vaazından sonra Kibele’nin Meyem Ana’ya dönüşmeye karar verişi .Anadolu’da putperest çağın sona erişi.
TEODORA. Bizans İmparatoriçesi olan ayı terbiyecisinin kızı. İmparator Jüstinyen ve Başkomutan Belisaryus’un bile ümitlerini yitirdikleri, Nika isyanının yarattığı en kritik anda erdem ve dayanıklılığını kanıtlar.
ANNA KOMNENA. Dünyanın ilk kadın tarihçisi. Kendi kocası Nikeporus’u tahta geçirmek ve tarihin akışını değiştirmek için kardeşi Yohan Komnemus’a karşı suikast düzenler. Ancak planı açığa çıkar.
NİLÜFER HATUN. İlk Osmanlı Sultanı; oğlu I. Murat’a aynı gecede yaşadığı iki farklı düğününü anlatır: Bizanslı gelin Holofira iken kaçırılmış, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman’ın gelini Nilüfer olmuştur.
…………………’NIN KARISI. Anadolu’da ünlü bir adamın karısı olanın vay haline.
AYŞE SULTAN. 17. yüzyılda yaşamış olan I. Ahmed’in kızı; yaptığı başarılı evliliklerin oldukça ilginç öykülerini ve kocalarının başlarına gelenleri anlatır.
NAKŞİDİL SULTAN. Gerçek adı Neé Aimé olan Sultan, Martinik adlı küçük bir adada doğmuş ve bir Katolik olarak yetiştirilmiştir. Cezayirli korsanlar tarafından tutsak edilir ve köle tüccarlarına satılır. İstanbul’a getirilir ve yaşamı bir Osmanlı sultanı olarak sona erer.
Bu sahnede kendisini ölüm yatağında, evlat edindiği oğlu II. Mahmut’a son arzusunu söylerken izleriz.
ŞAİR NİGAR. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında yaşayan şair, dönemini eleştirel bir tanıklıkla ele alır.
BİR ANA. Anadolu’nun anonim anası; yitirilmiş çocuklarına ağıtlar yakıyor.
HALİDE EDİP. Romancı, edebiyat profesörü ve meclis üyesi;
Yıl 1922. Kurtuluş Savaşı’nın son günlerinde gözlemci olarak cephededir. Tıpkı Anadolu’da Hititlerin çöküşüne ve Friglerin ortaya çıkışına tanıklık eden Kibele gibi, Halide Edip de Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışını ve bir ulusun küllerinden fışkırarak yeniden doğuşunu izler
Devamını okumak için...
Posted by Z'den A'ya 0 comments
Labels: Tiyatro
istanbul'da bir dava
aman dostlar, umarim hicbirinizin isi dusmez, ama bu oyun yolu mahkemelere dusup, adalet aramakta olanlari anlatmakta ve bu oyuna yolunuzun dusmesi gayet iyi olur.
ustelik mahkemelerdeki bogucu havayi, uzayip giden, hatta uzayip uzayip bir turlu gitmeyen bu sureci sarkilarla, danslarla allayip pullayarak susleyerek ve guldurerek anlatmayi basariyor. bakiyorsunuz ki Kafka'nin davasi Istanbul'un cumbusune karisip gitmis, renkler ve sesler arasinda yolunu bulmaya calismakta.
con derece basarili bir oyun, ozellikle adalete hizmet edenlere ve hukuk öğrencilerine tavsiye edilir :)
Yazan ve Yöneten: Kerem Kurdoğlu
Koreografi: Candaş Baş
Müzik: İmre Hadi
“Kafka’nın Dava romanındaki öykü fikri, bugünün İstanbul’unda yaşamakta olan bir oyun yazarının aklına gelmiş olsaydı, acaba nasıl bir oyun yazardı?” Yazar-yönetmen Kerem Kurdoğlu, işte bu sorunun peşine düşerek Dava’yı yeniden yazdı. Sonuçta ortaya çıkan şey, bildik anlamda “Kafkaesk” bir eser değil. Tam tersine, pırıl pırıl, cilalı bir eğlence dünyası tarafından sarılıp sarmalanmış, “renkli” bir yükseklerden dibe yuvarlanma öyküsü. Müziğin, koreografinin ve görselliğin ön planda olduğu eğlenceli bir Kafka müzikaline hoş geldiniz.
Franz Kafka'nın "Dava" adlı romanından yola çıkarak Kerem Kurdoğlu tarafından yazılmıştır.
Yöneten: Kerem Kurdoğlu
Müzik: İmre Hadi
Dekor & Kostüm Tasarımı: Naz Erayda
Koreografi: Candaş Baş
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz
Şarkıları Çalıştıran: Güvenç Dağüstün
İngilizce’ye çeviriler: Aslı Mertan
Yönetmen Yardımcıları: Simel Keçicioğlu, Hande Özelsancak, Uğur Altun
Oyuncular
Anlatıcı: Derya Alabora
Bay K: Yiğit Özşener
Polis Memuru, Mübaşir, Diğer Genel Müdür Yardımcısı, Köşe Yazarı, vs: Güvenç Dağüstün
Komiser, K’nın Amcası, İş Adamı, Sedat Bey, Ermiş, vs: Cüneyt Yalaz
Ev Sahibi Leman Hanım: Gözde Çetiner
Genel Müdür, Avukat, vs: Metin Göksel
Komşu Kadın, Avukatın Sekreteri, vs: Roza Erdem
Diğer Oyuncular: Simel Keçicioğlu, Hande Özelsancak, Uğur Altun
Devamını okumak için...
Posted by Z'den A'ya 0 comments
Labels: Tiyatro
dogru maske taktiginda...
siren sesleri, cigliklar, bomba ve silah sesleri, cigliklar...
hepimizin gozleri onunde taptaze bir resim bu, daha korkuncu her gun tazelenen bir resim bu.
kardes etle tirnak gibidir, kardes kardesin canidir, kanidir, herseyidir. sacinin teline zarar gelsin istemez.
o gun bile, savasin dogrularinin olmadigi, can yakarken insafinin bulunmadigi gun de bile candan otedir kardes.
iste bu oyunda sergilenen sevginin gucu ve savasin korkunc yuzunun tahayyulu zor bir yansimasidir. gercegin sarsiciligi karsisinda dogru bilinenler maskeler ardinda kayboluverir.
insan gibi yasama onuru ile ozgur olma hakki arasinda ne ona ne de oburune ulasabilmis cabalarin, yapilan haksizliklar altinda ezildigi, makine sesinin insan cigligini bastirdigi korkunc bir kabusun dunyanin bir kosesinde, cok da uzak olmayan bir kosesinde gerceklesmesinin oyunu bu.
cesaretin en urkek sandigimiz kisinin elinde sevgi dolu bir kucaklamaya, olumune bir kucaklamya donusebilecegini gosteren, savasin bir tane bile dogrusu olmadigini bastan asagi yanlis ve zulum oldugunu gozler onune seren bu eseri izleyin. kaniniz mi donacak? donsun, bu vahsetin akittigi kanlara bir anlik saygi durusu adina donsun.
Taner Barlas'in yönetimideki Maskeliler oyunun da muhtesem oyunculuklari ile Serdar Orçin, Levent Üzümcü ve Mehmet Gürhan insani sarsan bir gercegi sahneye tasimayi basariyorlar.
Duygu Sagiroglu'nun detayli düşünülmüş sahne tasarimi oyuna ayri bir boyut katiyor.
"Bir baktik ki, hem dosta hem düşmana sessizlik çökmüştü. Her iki yanda yalnizca anneler ağlıyordu." Bertolt Brecht
İ.B.B Şehir Tiyatroları’na “ En Başarılı Oyun”; İ.B.B Şehir Tiyatroları oyuncusu Mehmet Gürhan’a “En İyi Erkek Dram Oyuncusu” dalında Şişli Belediyesi Muhsin Ertuğrul Tiyatro Ödülü’nü kazandıran Maskeliler… İsrailli yazar Ilan Hatsor’un, Filistinli üç erkek kardeşin, savaşın ortasında birbirleriyle yaşadıkları hesaplaşmaları anlatılıyor. Taner Barlas’ın yönettiği Maskeliler’de Mehmet Gürhan, Levent Üzümcü, Serdar Orçin rol alıyor.
Yazan : ILAN HATSOR
Yöneten : TANER BARLAS
Çeviren : N. TARHAN
Oynayanlar : LEVENT ÜZÜMCÜ , MEHMET GÜRHAN , SERDAR ORÇIN
Sahne Tasarımı : DUYGU SAĞIROĞLU
Kostüm Tasarımı : ZUHAL SOY
Işık Tasarımı : MURAT İŞÇİ
Yönetmen Yardımcısı : PıNAR AYGÜN-DERYA ÇETİNEL-SAMET HAFIZOĞLU
Yardımcı Yönetmen : ALİYE UZUNATAĞAN
MASKELILER, FILISTINLI ÜÇ ERKEK KARDEŞ ARASINDA BİR KASAP DÜKKÂNINDA GEÇEN, GEREK ÖRGÜT IÇI GEREKSE AILE ILIŞKILERIYLE BIÇIMLENEN HESAPLAŞMALARIN ANLATILDIĞI TRAJIK BİR OYUN. SAVAŞIN, KARDEŞLIK BAĞLARINI BILE KOPARAN EZICI BASKISINA, INSANLARI NEFRET VE ŞIDDET IÇINDE BIRBIRLERINDEN UZAKLAŞTIRMASINA ÇOK IYI BİR ÖRNEK. SEYIRCININ KAFASINDA BİR SORGULAMA SÜRECI BAŞLATILABILECEK KADAR GERILIMLI, GÜNCEL VE POLITIK BİR OYUN OLAN MASKELILER, TEMALARINI FILISTIN GERÇEKLIĞINDE, ÜSTELIK BİR İSRAILLI'NIN KALEMINDEN AKTARIYOR.
Devamını okumak için...
Posted by Z'den A'ya 0 comments
Labels: Tiyatro