Yer altından notlar...
Yer altindan notlar mi? Kim yazar ki yer altindan, veya bir yazarin yer altinda isi ne?
Bir sicandir yazan oysa. "Eger bu dunyanin iyiligi, adaleti, durustlugu, vicdanı, bu gorduklerimse, o zaman ben seve seve bir sicanim." diyen bir sican ve bu durumundan utanmayan tam tersine gurur hatta bir cesit haz duyan bir sican. Ne o yoksa sicanlardan igrenir misiniz, yer altina inmeye, gercekle yuzlesmeye baslayinca; insanin ikiyuzlulugu, cikarciligi, basitligi oyle apacik olunca igrenilecek seyin aslinda sicanlar olmadiginin farkina variliyor. Igrenilmek ve yadsimak eyleminin muphemligine de: “Eski katillerin ellerine su dokemeyecegi gunumuz katillerinin yadsimamamizin sebebi her kose basinda goruyor olmamizdan baska nedir?”
Ne yapar insan, bir gudu bir durtu bir istek bir amactir onu harekete geciren. Iste o amaca yonelik bir adim, bir eylem dusunur ve hemen uygulamaya gecer. Bazen basarir, bazen karsisina duvarlar dikilir, yikamaz, engelleri asamaz vazgecer baska bir yone yonelir. Iste tam bu noktada sorguluyor eser: "Her seyi anlayan bir adam kendine nasil saygı duyar?". Gerçekten de yaptiklarini sonuna kadar sorgulayan ve idrak eden bunlari yapiyor olabilir miydi? Ve meydan okuyor "Yaptiginiz binaya bir tugla dahi eklersem yuh olsun bana". Isyan ediyor iki kere ikinin dort edisine. “Ne kahramanim ne korkak” yaklasimi ise bana kircilli dunyayi hatirlatiyor: aslinda “hem kahraman hem korkak” olmak “ne kahraman ne korkak” olmak arasında ne fark vardır, hangisi daha az sancili ki?
Payidar Tufekcioglu gerek performansı gerek seyirci ile kurdugu iletisimi ile son derece etkileyici. Herkesin gozunun icine ta derinden bakiyor. Gercekten oyunu bastan sona basariyla goturmeyi basariyor, ki boyle zorlu bir oyun icin bu son derece buyuk bir basari.
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski’nin iki ana bolumden olusan kisa romanından uyarlanarak hazirlanmis oyun. E tabii o romanı okuyup da gelenlerin alacagi tat bambaska olsa gerek. Bu aralar klasik okumayi dusunenler icin bir oneri olsun en azindan.
Sarsici, carpici bir oyun. Dusunmekten korkmayan her zihni kendisiyle yuzlesmeye davet ediyor...
Yeraltından Notlar
Yazan: Fyodor Dostoyevski
Çeviren: Mehmet Özgül
Uyarlayan ve Yöneten: Özgür Yalım
Dekor Tasarım - Kostüm Tasarım: Ali Cem Köroğlu
Işık Tasarım: Önder Arık
Müzik: Alexander Petihof
________________________________________
Rol Dağılımı
Payidar Tüfekçioğlu, Alptekin Serdengeçti, Ömer Hüsnü Turat, Saydam Yeniay
Ali Fuat Çimen, Tayfun Savlıoğlu, Ezgi Çelik
________________________________________
Özet
Akıl gerçekten de insan eylemlerinde en belirleyici yönlendirici midir? İnsan yönünü sadece aklıyla bulabilir mi? Diyelim ki biri, kendine akılcı bir yön belirledi, bu her zaman o kişinin çıkarlarına uyar mı? Yoksa bir insan, kendini “akıl dışı” bir isyanla da var edebilir mi?
...Bu notlar da, bunların yazarı da besbelli hayal ürünüdür. Bununla birlikte, toplumumuzun durumunu, yapısını göz önüne alacak olursak, bu notların yazarı gibi kişilerin aramızda bulunmasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda zorunlu olduğunu kabul ederiz. Benim bütün istediğim, pek yakın bir zaman öncesinin tiplerinden birini herkesin gözü önüne daha açık olarak sermektir. Bu tip, henüz tükenmemiş kuşağın bir temsilcisidir. “Yeraltı” adını verdiğimiz bölümde bu kişi kendisini, düşüncelerini açıklamakta; sanki bununla toplumumuzda niçin bulunduğunu, bulunmasının neden kaçınılmaz olduğunu söylemek istemektedir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki birkaç olayı anlatan gerçek anılardır. Fyodor Dostoyevski
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder