Caferağa Medresesi; Sultanahmet'i keşfe çıkıp da yorulanlar ya da bu tarihi atmosferi yaşamak isteyenler için uygun bir mekan.
Caferağa Medresesi Kanuni Sultan Süleyman döneminde Babüssaade ağalarından Cafer Ağa tarafından, Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. (http://www.tkhv.org/caferagamedresesi.html)
Medresede Geleneksel Türk El Sanatlarının öğretildiği, üretildiği ve satın alınabildiği 15 dershane/sergi odası, saray ve şark odaları, büyük bir salonu bulunan ve huzur verici bir bahçeye sahip mistik bir atmosferin hakim olduğu bir ortam. Caferağa Medresesi İstanbul’un tarihi havası ile sanat ortamının birleşimini sağlıyor. Günümüzde medrese odaları sanat atölyeleri olarak kullanılmaktadır. Sanat atölyelerinde ebru, seramik, hat, tezhip, minyatür, vitray vb. el sanatlarının yanı sıra ney, tef vb. enstürimanlar ile musiki icra edilmektedir. Caferağa medresesinde bu eşsiz enstürmanların
musikisi eşliğinde huzurlu dakikalar geçirebilir ve medresenin serin bahçesinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Bu güzel mekanda yorgunluğunuzu attıktan sonra İstanbul tarihi merkezlerinden Sultanahmet’te kaldığınız yerden gezmeye devam edebilirsiniz. Sultanahmet Meydanı İstanbul’un en önemli meydanlarından biridir. Sultanahmet, İstanbul`un üzerine kurulduğu yedi tepenin ilkidir. Sultanahmet Meydanı "Hipodrom" at meydanı anlamına gelir. Burası Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetildiği bölge olması dolayısıyla özel bir öneme sahiptir. Bu meydan Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denmiştir. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş 3 abide ile gelmiştir. Bu abideler Mısır’dan getirilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Obelisktir. Meydanda bulunan bu abideleri, Sultanahmet Camii’yi, Ayasofya Camii’sini vb. sanat harikalarını gezebilirsiniz. Sultanahmet Camii; Sultan I. Ahmet döneminde Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Sedefker Mehmed Ağa tarafından yapılmıştır. Sultanahmet Camii'nin mimari tarzı öteki camilere göre, birçok bakımdan farklıdır. Sultanahmet Camii'nin kubbesi yuvarlak ve iri sütunlar halindeki filayaklarina oturmaktadır. Orta kubbe dört sivri kemer üzerine oturtulmuş, köşeleri pandantifle doldurulmuştur. Yarım kubbelerin kenarları da sivridir. Işık süzülmesini kolaylaştırmak için pencere ve kemerler de değişik bir stilde yapılmıştır. Işığın cami duvarlarını süsleyen renkli çinilere değişik şekillerde yansıması düşünülmüş, pencere camlarına buna göre renkler verilmiştir. Sultanahmet Camii, yapıldığı dönemde İznik'ten getirilen 20 bini aşkın mavi çini süslemesi nedeniyle, genellikle turistler tarafından “Mavi Camii” olarak da bilinir. Sultanahmet Türkiye'nin altı Minare minareli ilk camisidir. Bir efsaneye göre dönemin padişahı I. Ahmet, başta minareleri altından yaptırmak istemiştir. Ama kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış işiterek, "altın" sözcüğünden "altı" yaparak, camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir. Minarelerin dördü üçer, ikisi de ikişer şerefelidir. Sultanahmet Cami’nin diğer özelliği ise, İstanbul şehrinde yaşamış tüm uygarlıklardan izler taşıyan Tarihi Yarımada'nın denizden seyredilebilen “muhteşem” siluetine damgasını vurmasıdır. Bu sanat eseri camiyi gezereken diğer camilere göre ayırt edici özellikleri rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Sultanahmet Meydan’ı bu tarihi dokularını keşfederken güzel bir yemek yemeyi isterseniz Ayasofya ve Sultanahmet Camii arasında bulunan Yeşil Ev’i tercih edebilirsiniz. Yeşil Ev Reji Nazırı Şükrü Bey’e olan bir konaktır. Ko
nak Turing tarafından aslına uygun olarak restore edilmiş ve 19. yüzyıl stilinde dekore edilmiştir. Yeşil Ev sakin bahçeye, eşsiz bir restorana, nostaljik dekorasyonlu odalara ve özel Türk hamamlı paşa odasına sahiptir. Yeşil Ev, bir otel ve restorandan çok sizi yüzyılın ötesine çeken rahat bir ev havasındadır. Saat yediye kadar Somaki mermerden olan anıtsal havuzu ve yüksek ağaçlar altında rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçesinde cafe hizmetiyle, saat yediden sonra farklı lezzetleri barındıran restoranıyla Yeşil Ev sizlere kapasını açmaktadır. Cafe menüsünde mantı, spagetti çeşitleri, soğuk sandiwch çeşitleri, krepler vb. seçenekleri barındırmaktadır. Restoran menüsü tavuk, kuzu vb. et yemeği çeitleri, balık çeşitleri, salat çeşitleri ve lezziz tatlı çeşitleriyle zengin bir menüdür ancak yemek servisi saat 19:00’dan sonra başlamakta, önemli bir detay.
Yemek sonrası şöyle iyi demlenmiş bir çay içmeyi düşünürseniz Sultan Ahmet Meydan’indaki çınar altı serinliğindeki kahvelerden birini tercih edebilirsiniz. Sebil Cafe’de bu mekanlarından biri. Buranin hemen yanında İstanbul Sanatçılar Çarşısı bulunmakta. Vitrinlerinde sergilenen çini, gümüş, bakır işleri görmeye değer.
Özellikle turistlerinde yoğun olarak bulunduğu yaz günlerinde Sultan Ahmet’teyseniz umulmadık bir anda hiç beklenmedik bir süprizle karşılaşabilirsiniz. Bir de bakmışsınız mehteran takımı kalabalığın içinde göz alıcı renkleri ve coşkulu marşlarla belirmiş. Böyle keyifli bir zaman geçirmek için Sultanahmet Meydanı gezilecek en uygun seçenektir….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder