
Bu sokağın diğer ucunda açılan Pırıltı Anaokulu mahalledeki sevimli bir kaç yuvadan biridir. Semtteki eski köşklerin, üç-dört katlı ufak ama geniş bahçeli apartmanların çoğu zamanla yıkılmıştır. Bunlardan korunan bir kaçı anaokulu olarak kullanılmaktadır. Örneğin halen Bilfen tarafından anaokulu olarak kullanılan büyükçe köşk veya daha az dikkat çeken ve daha küçük olan Beyaz Köşk Çocuk evi. Ibak köşkü ise yıkılarak bahçesine yeni bir bina yapılmış, bu binanın yanında bir köşeye aslına uygun hali inşa edilmiştir veya daha doğru bir ifadeyele iliştiriverilmiştir. Yazık ki mahaledeki pek çok diğer köşk bu kadar talihli bile olamamıştır. Bunların yerini çoktan yüksek apartmanlar aldı, şimdilerde ise depreme dayanıklı, içi Avrupa beyaz eşyalarla dolu, akıllı ve dudak uçuklatan fiyatlara rağmen daha inşaat aşamasından kapış kapış giden“residence”ler moda.

Tren yolunun diğer tarafına geçtiğimizde korunan ancak arka bahçesine yeni bir bina inşa edilen bir diğer köşk göze çarpar. Bugün Vakko mağazası olarak kullanılan köşk cadde üzerinde mimarisi ile dikkat çekmektedir. Bununla beraber pek çok lüks mağaza ve seçkin restoranlar Bağdat Caddesi üzerinde sıralanmıştır. Tüm bu özellikleriyle yüksek gelirli vatandaşların ve sosyetenin de ilgi odağı olan Bağdat Caddesi’nde son model otomobillere, “komple tikiiz” sloganlarını aratmadan boy gösteren gençlere, kafelerin önüne yığılmış lüks motorsikletlere sıkça rastlamak mümkün. Her haliyle nezih, şık ve pırıl pırıl ola Bağdat Caddesi’nde Suadiye’den Bostancı yönünde ilerlerdiğinizde Çatalçeşme’de bir diğer köşkün önünden geçersiniz. Bu kendi hline terk edilmiş köşk yıkık ve bitap düşmüştür. Bakımsız bahçesi ve nerdeyse dağılmış haliyle köşk içler acısı durumdadır. En kısa zamanda restore edileceğini ümit ederiz. Bu kökün hemen önünde yine korunamamış bir başka eser yer alır: Çatalçeşme. Muslukları söküktür ve üzerinde seçim döneminde kalma yazılar bulunmaktadır. Zaten önünden geçmek mümkün olmadığı gibi, arkasından geçenlerin veya diğer kaldırımda yürüyenlerin eseri farketttikleri şüphelidir. Bir kez daha umuyoruz ki su kültürünün bu önemli yapı taşları layık oldukları ilgi ve itinaya, bizler de gerekli bilince kavuşuruz.
Suadiye’de Bağdat Caddesi’ne paralel uzanan Sahil Yoluna ağaçlı şirin ara sokaklardan inmek mümkündür (Selvili sk, Akasyalı sk, Çınarlı sk... ). Fenerbahçe’den başlayan sahil yolu tüm sahil şeridi boyunca Pendik’e kadar uzanır. Burada yürüyüş, koşu yapanlar; bisiklete binenler, köpeklerini gezdirenler, çimlere uzanıp deniz manzarasının keyfini çıkaranlardan tutun balık avlayanına, uçurtma uçuranına

kadar haftasonunu değerendirmek isteyen pek çok insana rastlamak mümkün. Suadiye sahili geçmişinden beri plajı ile beraber anılıyor. Suadiye'de Mabeyinci Sadi Bey'in korusu ve köşkü (simdi yok) yanında acılan plaj (1930'larda) buranın kalabalıklaşmasına katkıda bulunmuş. Sahil yolunun yapılması ve kirlilik nedeniyle yakın zamana kadar kullanılamayan bu plajın şimdi yeniden kullanıma açılması söz konusu. Her ne kadar bugün gittiğinizde yazın sıcağında bunalan Istanbulluların bu yeni plajta ve Caddebostan plajında denize girdiğini görseniz de ben hala adalar manzarasını, yelkenlileri, deniz otobusunu ve ada vapurlarını izlemeke yetiniyorum. Suadiye sahilindeki bir diğer demirbaş ise Suadiye Oteli, Bağdat Caddesi’ne buradan çıkıldığında Zara’nın köşesine varmak mümkün. Bu yol üzerinde yer alan Movieplex sinema merkezi dışında Suadiye’deki alışveriş merkezlerinde bulunan küçük sinema salonlarında da beyazperdeyi takip etmek mümkün. Bunun dışında Caddebostan Kültür Merkezi de sinema salonları, tiyatro salonu, sergileri, kitabevleri ve Hayal Kahvesi ile güzel bir kültür merkezi.
Suadiye’den bahsederken güzel habitatına değinmeden geçmek olmaz. Güzel düzenlemiş bahçeleri, palmiyeler, manolyalar, ıhlamur, çınar, akasya ağaçları, akşamsefaları, ortancalar, güller ile görülmeye değer. Sahilde martılar ve semtin her köşesinde rastlanan mağrur kediler ile uyanık kargalar ise buranın belki de en eski sakinleri. (Burada bir parantez açıp kedi ve kargaların aslında çöpün bulunduğu yerlerde çokça olduğu ve Suadiye’nin kapağı bir türlü kapanmayan çöpleri gerçeğine değinmeden edemiyoruz.) Ama haksızlık olmasın durumu hayvansever mahallelilerin kedi mamaları ile beslediği kedilere ve mahalledeki ceviz ağaçlarının müdavimi kargalara bağlayarak bitirelim nezih semtimizle ilgiliyi yazıyı.
Bağlantılar:
http://www.tmtansel.k12.tr/
http://www.medihatansel.com/
ATAKUL, Cahide, Küçük Muallime Hanım Öğretmen Mediha Tansel, Hayatı ve Hizmetleri, Eylül 1991.
1 yorum:
Bir semt ancak bu kadar guzel anlatilirdi.
Yorum Gönder